geçtiğimiz hafta içinde çok ihtiyacımız olan küçük bir kaçamak yaptık eşimle..
arkadaşlarımız Ören de tatildeydiler..
ve hadi sizde gelin dediler..
biz de nasıl hazırsak çıktık gittik hemen :))
henüz okulların kapanmamış ve sınavların geçmemiş olması nedeniyle
Ören bu zamanlarda o kadar sakin ve güzel ki..
işte Ören'in gerçek sahipleri..
o kadar şeker ve o kadar uysallar ki..
galiba kaz dağlarının miss gibi havası onlara da iyi geliyor..
şu güzelliklere bir bakın insan burada ruhunun derinliklerine kadar dinlenmez mi??
gündüz gözüyle Ören..
bir de gece gözüyle..
...
bu kısacık tatilimizin ilk gününü Ören de geçirdikten sonra Burhaniye'ye gittik..
ve orada ki kuva-yi milliye müzesini gezdik..
...
ve akşamüstü rotamız belliydi..
her gittiğimde tekrar tekrar aşık olduğum yer:
Ayvalık - Cunda
Cunda' ya giderken Ayvalık'a uğrayıp tost yememek ayıp olurdu..
her zaman ki gibi Avşar Büfe' deydik..
karnımız da doyduktan sonra Türkiye'nin ilk boğaz köprüsünün üstünden geçip
Cunda' ya ayak bastık..
sakızlı ve karadutlu dondurma adanın meşhurları..
hiç kaçırmam.. iştahıma bakın :))
kaz dağının muhteşem havasıyla çay keyfi..
tiril tiril BATİK elbisemle sıcakta benden iyisi yoktu :))
adanın en leziz türk kahvesini içebileceğiniz Taş Kahve..
adadaki vazgeçilmezlerimizden birisi de tabii ki
Saki'nin lokma tatlısı..
malum o bir imparator..
hem de sonuna kadar hak eden..
Doğu bizimle gelmedi ama siparişleri hazırdı..
Saki amcasının tatlıları Doğu için paketlenmişti bile..
taa ordan tatlı mı gider demeyin..
benim tatlı delisi oğluma Cunda'dan lokma tatlısı, Bursa'dan kemalpaşa tatlısı taşıyoruz hep :))
ve aldığım birkaç küçük cici..
kısacık, tadı damağımda kalan ama beynimi, ruhumu tümüyle dinlendiren bir kaçamaktı..
darısı herkesin başına..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder